Müzeler ve Örenyerleri
BARTIN - AMASRA MÜZESİ
Amasra'nın
antik bir yerleşim merkezi olması ve tarihi eser açısından zengin olması
nedeniyle burada bir müze kurulması zorunlu hale gelmiştir.
Şair-yazar
Tahir Karaoğuz'un öncülüğünde Amasra'ya bir müze
kurulması için uzun yıllar uğraşılmıştır. Nihayet 1955 yılında ilk müze
kurularak, Belediye binasında bir küçük salonda faaliyete geçmiştir. Müze
1969'da eski ilkokul binasına taşınmıştır. Ancak Amasra'ya yeni bir müze
yapılması ihtiyacı doğmuştur. İnşasına 1884'te Bolu mutasarrıfı İsmail Kemal
Bey tarafından başlanan, ancak yarım kalan Bahriye mektebi 1975 yılında
Bakanlığımızca satın alınarak 1976'da tamamlanmıştır. 30.01.1982 tarihinde
onarımı tamamlanarak ziyarete açılmıştır. Müze tek katlı olup burada 2'si
arkeolojik, 2'si etnografik olmak üzere, 4 teşhir
salonu bulunmaktadır. Teşhir salonlarındaki eserlerin büyük bölümü Amasra ve
yakın çevresinden derlenmiştir.
1 No.lu
Arkeolojik Eser Salonu: Hellenistik, Roma, ve Bizans Dönemine ait küçük buluntular
sergilenmektedir. Mezarlarda ele geçen pişmiş toprak ve cam koku, gözyaşı
şişeleri, altın ve bronz süs eşyaları, ayrıca denizden çıkarılan çeşitli tipte amphoralar, testiler sergilenmektedir. Yine aynı çağlara
ait bronzdan heykelcikler, bilezikler, olta iğneleri, haçlar, silahlar,
kandiller ve kaplar sergilenmektedir. Bunların yanı sıra Hellenistik,
Roma ve Bizans dönemlerine ait altın, gümüş ve bronzdan sikkeler de teşhir
edilmektedir.
2 No.lu
Arkeolojik Eser Salonu: Bu salon tamamen Hellenistik,
Roma, Bizans ve Ceneviz dönemlerine ait mermer eserlere ayrılmıştır. Bu salonda
heykeller, heykel başları, mezar stelleri, kabartmalı
çeşitli mimari parçalar sergilenmektedir.
1 No.lu Etnografik Eser Salonu: Geç Osmanlı Dönemine ait küçük
eserler sergilenmektedir. Bunlar arasında bakır mutfak kapları, silahlar, yazım
takımları, şamdanlar, mühürler, kantarlar, seramikler ve yüzükler ile Amasra
yöresine özgü ağaç çekicilik sanatını yansıtan kaplar sergilenmektedir.
2 No.lu Etnografik Eser Salonu: Geç Osmanlı Devrine ait yörenin
giyim-kuşam zevkini yansıtan giysiler, gümüş süs eşyaları sergilenmektedir. Bu
salonda yine aynı döneme ait yatak ve yastık örtüleri, Kuran-ı Kerimler,
halılar, keseler, ve eski duvar saatleri
sergilenmektedir. Ayrıca müzenin koridorunda 1852 tarihli saray matbaasında
basılmış bir Akdeniz haritası sergilenmektedir. Müzenin bahçesinde de Hellenistik, Roma, Bizans, Ceneviz ve Osmanlı Dönemine ait
taş eserler sergilenmektedir.
Kum
Mahallesi, Dereoğlu Sokak No:4
Tel : (0378) 315 10 06
Faks : (0378) 315 31 35
Pazartesi
dışında her gün 08.00-12.00/13.00-17.00 saatlerinde
ziyarete açıktır.
Antik Tiyatro: Roma dönemine aittir. Amasra’da Aya Yorgi Tepesi’nin güney yamacındadır. Sahne binası ve oturma
sıralarının bulunduğu bölümler tahrip olmuştur. Halen mezarlık olarak
kullanılmakta olup, sadece giriş kapısına ait kalıntılar görülebilmektedir.
Roma Dönemi
Kalıntıları: Halk arasında “Bedesten” olarak adlandırılan kalıntılar
Amasra’ya yaklaşık 3 km.
uzaklıktadır. Roma dönemine aittir. Büyük bir yapıttır. Kalıntıların, gymnasion veya Roma hamamı olabileceği de tartışılmaktadır.
Geç dönemde ticari amaçlarla da kullanıldığı ve “Bedesten” adını da buradan
aldığı sanılmaktadır.
Akropol: Amasra’da
Bedesten’in güneybatısındadır. Surlardan çok az bir kısmı ayaktadır. Burada
bulunan bazı sütunlar Amasra Müzesi’nde sergilenmektedir.
Amasra
Kalesi:
İki ana kütleden oluşmaktadır. Boztepe Adası’nda ve Zindan Mahallesi’nde yer
alan kütleler “Boztepe Kemeri” denilen bir köprü ile bağlanmaktadır. Boztepe’de
yer alan ve “Sormagir Kalesi” de denilen yapı Roma
dönemine aittir. Kalenin güney surları 200 m. olup, üzerinde 6 burç bulunmaktadır.
Zindan Mahallesi’nde bulunan kısım ise 300 m. uzunluğunda ve 50 m. genişliğinde bir alan
çevrelemektedir. Ortalama yüksekliği 17 m’dir. Amasra
Kalesi özellikle Cenevizliler tarafından yoğun biçimde kullanılmış, 14. ve 15.
yüzyıllarda ciddi onarımlar görmüştür.
Halilbey Camii (Yukarı Cami): Bartın şehir
merkezindedir. 1872 yılında Halil Bey tarafından yaptırılmıştır. Kubbesiz,
dikdörtgen planlı, iki pencere ile aydınlanan kagir
bir yapıdır.
İbrahimpaşa Camii (Orta Cami): Bartın
çarşısındadır. Bosna Valisi İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır. Yapım yılı
bilinmemekle birlikte 150 yıllık bir geçmişe sahip olduğu tahmin edilmektedir,
1864 ve 1897 yıllarında iki yangın geçirdiği, 1898 yılında yeniden yaptırılarak
1901 yılında ibadete açıldığı bilinmektedir. 1968 yılında deprem sonrası tamir
görmüştür. 12'si büyük kubbenin etrafında olmak üzere 32 pencerelidir. Kare
planlı, tek kubbeli ve tek minarelidir. Ana malzeme; köşelerde blok kesme taş,
diğer kısımları moloz taştır. Altında 11 adet dükkân bulunmaktadır.
Fatih Camii : 9. yüzyılda Amasra
Kalesi içinde yapılmış eski bir Bizans kilisesidir. Amasra'nın fethi sırasında
1460 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye çevrilmiştir.
İçkale Mescidi: Amasra Kalesi içinde, eski bir
şapeldir. 15. yüzyılda mescide dönüştürülmüş, 1930 yılında ibadete
kapatılmıştır.
9. yüzyılda çok itinalı bir tuğla-taş örgü sistemi ile yapılan şapel, 11x7 m.
boyutlarındadır. Ambon tonozunda "İsa
Peygamber’in Göğe Yükselişi" (Ascension) sahnesini
hatırlatan izler; ambon, narteks
ve duvarlarının ise, renkli ve dinsel konulu duvar resimleri (fresk) ile süslü
olduğu görülmektedir. Ancak duvarlar ince bir sıva ile kapatıldığından, bu freskolar zamanla düşen sıva tabakaları altından yer yer ortaya çıkmakta ve tahribata uğradığı anlaşılmaktadır.
Aya
Nikolas Kilisesi: 1319 yılında Bartın merkezinde yaptırılan ve 1936 yılından
itibaren bir süre elektrik santralı olarak kullanılan
bu tarihi yapı, 1955 yılında restore edilmiş olup, kültür evi olarak hizmete
açılmıştır.
Amasra Küçüktepe Martyriumu: Uzun yıllar Roma ve
Bizans yönetiminde kalan Amasra'nın, Ereğli ile birlikte Hıristiyanlığın
gizlice örgütlendiği ve M.Ö. 1. yüzyıl sonları ile 2. yüzyılda bütün
imparatorlukta etkisi hızla yayılan Hıristiyanlığın hayli taraftar bulduğu ilk
yerlerden olduğu söylenmekte, 9. yüzyılda Kırım ile ilişkisi bulunan etkin bir
başpiskoposluk merkezi olduğu bilinmektedir.
Yeraltı
Çarşısı: Amasra’da bulunan ve Roma dönemine ait olduğu sanılan çarşının
en önemli bölümü Tomaşkuyusu mevkiindedir.
Bedestendeki yapı tekniklerinin aynen uygulandığı 17 m’lik
bir ana galeri ile buraya açılan yaklaşık 50 odadan oluşmaktadır. Güneye ve
batıya doğru gidildikçe antik şehir alanlarında yer yer
geniş kanalizasyonlara ve kanalizasyon bacalarına rastlanır.
Hisarkale Mahzeni: Kurucaşile’de, tarihi Kromna kentinin merkezi olan Tekkeönü
köyünün Hisarkale mevkiindedir. Tekkeönü
Kalesi’ne ait kalıntılarla bütünleşen ve kale içinden denize kadar uzanan bir
dehliz ile 7 adet kaya kuyusundan oluşmaktadır. Dönemi bilinmemekle birlikte
kuyuların, Kromna halkınca savaşta erzaklarını
saklamak için kullanıldığı, dehlizin gerektiğinde kaleden denize kaçış dehlizi
olduğu ve denize açılan kapısının liman yapımı sırasında doldurulduğu
söylenmektedir.
Mağaralar
Çakraz'daki Gürcüoluk
mağarası ile Kayadibi'ndeki Sipahiler mağarası dikit,
sarkıt, traverten ve soğan oluşumlarla muhteşem manzaralar sergilemektedir.
Gürcüoluk Mağarası
Yeri: Bartın, Amasra
İlçesi
Bartın'a 32 km. uzaklıkta, Amasra
ilçesi, Karakaçak köyünün Ovacık mahallesindedir. Çakraz-Bozköy virajında güneye dönen
yolu takiben, Karakaçak köyünün Konuklar mahallesini
geçtikten sonra, Ovacık mahallesi üzerinden yine güneye doğru, bazen orman içi,
bazen de patika yollarda 3-4 km. yürümek gerekmektedir.
Özellikleri: Gürcüoluk
Mağarası, üçgen şeklindeki ana girişten sonra, 2-3 m. yüksekliğinde, 3-4 m. genişliğinde ve 4-5 m. uzunluğunda meyilli bir
ara oda çevresindeki yaklaşık 15-20 odadan oluşmaktadır. İlk oda takriben 6 x 7 m. ölçülerinde, dikit ve
sarkıtlarıyla rengarenk bir dünyadır. Burasının doğu,
kuzey ve kuzeydoğu yönlerinde yer alan irili ufaklı odalarda yine dikit ve
sarkıtlarla bezenmiştir. Bu odalardan birinden üst kattaki odalara
geçilebildiği gibi, bir diğerinden ancak bir insanın sığabileceği büyüklükteki
bir dehlizle yeryüzüne çıkmak mümkündür.
Mağarada
sıcaklık hayli düşük olup, gezi sırasında solunum güçlüğü çekilmesi,
karbondioksit miktarının fazlalığından kaynaklanmakta, bu özelliği ile de astım
hastalarının şifa aradığı mağaralardan birisi olabileceği düşünülmektedir.
Plajlar
Bartın’ın
dik ve ormanlık yamaçlarını deniz ile buluşturan 59 km’lik
sahil şeridi ve plajları yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir.
Özellikle İnkumu Plajı deniz mevsiminin kısa olmasına
rağmen (Haziran-Ekim arası) yoğun ilgi görmektedir. Bunun yanında Amasra, Çakraz, Kızılkum, Mogada, Güzelcehisar ve Bozköy bölgenin önemli diğer plajlarıdır
Sportif
Etkinlikler
Doğa Yürüyüşü : Bartın yayları, ortalama 1000 metre yükseklikte
yeşile bürünmüş ormanlar ve ortasında benek misali geçici ikamet yerleri,
zengin flora ve fauna ve muhteşem manzaralar ile birer çekim alanıdır. Bartın,
yeni parkurlar arayan doğa yürüyüşçülerine zengin seçenekler sunmaktadır.
Avcılık : Bartın, zengin bir av ve yaban hayatına sahiptir.
Sadece Bartın-Kastamonu Küre dağları Milli Parkı içerisinde, 40 memeli hayvan
türü ile 129 kuş türüne rastlanmıştır. Bartın'da sezon boyunca kara avcılığına Uluyayla, Kurucaşile kırsal kesimi, Kayabaşı, Kayadibi, Büyükdüz, Sarıçicek, Kokurdan, Turanlar gibi yöreler olanak verir.
Bölgede mevsimine göre ördek, kaz, bıldırcın, toy, üveyik, çulluk, geyik,
tavşan ve yaban keçisi gibi av hayvanlarını bulmak mümkündür.
Olta Balıkçılığı : Bartın sahillerinde bol
miktarda bulunan mezgit, istavrit, çinakop, lüfer, kefal, kalkan, palamut,
zargana, karagöz gibi balık türlerinin, değişik olta teknikleriyle yakalamak
mümkündür.
Sualtı
Dalış Merkezleri : Karadeniz'in Bartın'a ait bölümü
kristal duruluğunda ve turkuvaz renkli suların da,
batık zenginlikler bulundurur.
Yat
Limanları
Amasra ve
Kurucaşile limanları, yat gecelemelerine müsaittir. Kurucaşile, dağların suya
değdiği ve dünyada yapılan ilk ahşap teknenin yüzdürüldüğü yer olarak bilinir.
Şöhretini bugünde Türkiye'nin güzel ahşap guletlerinin yapıldığı yer olarak
devam ettiriyor.